CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Herkesin inancına, kimliğine ve yaşam tarzına saygı duyarak barış içinde yaşayacağız. Ayrılmak isteseler de inanma, inadına birlikte yaşayacağız.” söz konusu.
İstanbul ve çeşitli illerden muhtarların katılımıyla Bakırköy’de düzenlenen toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, muhtarlarla zaman zaman bir araya geldiklerini söyledi.
Muhtarların sorunlarını ve taleplerini dinleyen Kılıçdaroğlu, çözüm önerilerini anlattı.
Kılıçdaroğlu, “Bazen aynı masada oturup konuşuruz. Bu topraklarda yapılan ilk seçim 1833’te Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde yapılan muhtarlık seçimidir. Dolayısıyla muhtarlık kurumu değerlidir ama 1833’ten günümüze kadar, muhtarlık kurumu hak ettiği desteği ve toplumda hak ettiği yeri almamıştır.Güçlü muhtarlık kurumu güçlü demokrasi demektir.
Kılıçdaroğlu, başı ağrıdığında ve derdini anlattığında ilk başvurduğu kişinin muhtar olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milletvekili, belediye başkanı, bakan bulamıyor ama muhtarın kapısı açık, masraf sıkıntısını anlatıyor. Muhtarlık kurumunu güçlendirme arzumuzun temelinde bu istek var. Köyde bir sıkıntı varsa, muhtarın bulunduğu mahalle veya mahalle, sorunu çözecek kurumun adı siyasettir.Sosyal yardımların muhtarlar tarafından dağıtılması, sosyal yardımların gerçek hak sahiplerine ulaşması demektir.
Başkanların sorularını yanıtladı
Toplantıda muhtarların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Sütü 15 lira yaptınız yem 80 lira oldu. Sütü 20 lira yaptınız yem 150 lira oldu. Sütü 30 lira yaptınız yem bin lira oldu. Fiyat istikrarı” dedi. Ezilen üreticiye ihtiyaç var.” Yabancılar 85 milyonu beslerken dedi.
Tarımın stratejik bir sektör olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “85 milyon insanı besleyen tarımdır, üreticidir. Kanuna göre milli gelirin yüzde 1’ini çiftçiye vermek zorundasınız.
Kanal İstanbul projesine de değinen Kılıçdaroğlu, göreve geldiklerinde projeyi iptal edeceklerini belirterek, şunları söyledi:
“Sadece Kanal İstanbul’dan değil, bu ülkenin hazinesini çarçur edenlerden alıp 418 milyar doları içeceğiz. Herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı duyarak huzur içinde yaşayacağız. İnanmayın, ayırmak isteseler de inadına birlikte yaşayacağız.”
