Haber

Bahçeli’den Özgür Özel’e tepki: “Türkiye’de Dersim diye bir yer yoktur, var olan tek yer yiğitlerin yaşadığı Tunceli’dir.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e tepki göstererek, “Türkiye’de Dersim diye bir yer yoktur, var olan yiğitlerin yaşadığı Tunceli’dir.”

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, vatana ruh katan, devlete ufuk kazandıran güç kaynaklarından birinin de milli duyguyu, milli kültürü milli şuurla birleştiren ve birleştiren Anadolu bilgeliği olduğunu belirtti. Bahçeli, ‘akıl’ın kısaca insanın kendini, kendi gerçeklerini, vicdanında saklı olanı bilmesi anlamına geldiğini, bağımsızlığın ve gelecekteki hakların yegane teminatının da bu akıl gücü, ilham edilen iman ve iradenin kutsallığı olduğunu belirtti. onun tarafından. Anadolu bilgeliğine güvendiklerini, millet iradesini varoluşun temel taşı, kaderin tacı olarak gördüklerini vurgulayan Bahçeli, “Köklerine yabancılaşmış, milliyete yabancılaşmış siyasi ucubelerin bu duruma gelmesi mümkün ve mümkündür. kültürüne sahip, manevi değerleri hiçbir zaman kapanmayan milletimizin hassasiyetlerine saygı duymak, onların duygu ve ideallerine bağlı kalmaktır.” Mümkün değil. Arzularını kaybeden, hırsları aşırıya kaçan, aşırılık ve fitneyi yayanlar, iflah olmaz hastalar olduğu kadar ıslah ve eğitime kapalı hırslı kişilerdir. Bunların kendilerine, ülkeye, millete en ufak bir faydası olamaz. Kendi çıkarlarını gözettikleri ölçüde insan onuruna saygı göstermezler. Ülkemizin bağımsız ve aydınlık geleceği, her türlü kötü rolü üstlenen, her kirli işe hazır, her türlü rezalete göğüs geren, her türlü kötülüğü yapmaya hazır bir takım siyasi acemilere emanet edilemez. bir koltuk, mevki ve servet kazanın. Bu kapsamda 14 Mayıs ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Genel Kurulu “Seçimlerden sonra üçüncü demokratik fırsat olan 31 Mart Yerel Yönetim Seçimleri ile Türkiye’miz ivme kazanacak ve yerel yönetimlerin üzerindeki paslı zincirler kırılacak” “dedi.

30 büyükşehir, 51 il, 922 ilçe ve 386 belde olmak üzere toplam 1.389 belediyenin önümüzdeki 5 yıllık yol haritasının Türk milleti tarafından belirleneceğini belirten Bahçeli, “Bunların utancına düşenler belediyeler arınacak, Cumhuriyet’tekiler yükselecek.Türk ve Türk Yüzyılının hedeflerine yerli, yönetimler üzerinden baraj yapanların, engel çıkaranların, kaybedenler kulübünde saf halinde toplanacağına inanıyorum. CHP Anadolu bilgeliği karşısında mağlup olacaktır. Türkiye’nin yeminli düşmanları milletin iradesi karşısında hüsrana uğrayacaktır. Terör örgütleri, bölücü aletler, ekonomik tetikçiler, sözde aydınlar, emperyalizmin piyonları “Demokrasi muhalifleri, Cumhuriyet karşıtları, sağa karşı lobi yapan tüm iç ve dış gruplar ve halk, 31 Mart’tan asla unutamayacağı bir ders alacaktır” dedi.

Yeni yüzyılın umutlarını kimsenin zedeleyemeyeceğini, heyecanını karartamayacağını, yürüyüşünü ve yükselişini kimsenin engelleyemeyeceğini ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhur İttifakı, 31 Mart seçimleriyle hem Türkiye’nin geleceğini inşa edecek hem de onu demokrasi meşalesiyle aydınlatacaktır. Bildiğiniz gibi Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, değerli, saygın ve nitelikli belediye başkan adaylarını yavaş yavaş açıklıyor. Çok şükür adaylarımız milletimizin takdirini çoktan kazandılar.” . Şu ana kadar partimizin 385 belediye başkan adayı kamuoyuna açıklandı. İnandık, başarmak için yola çıktık, boyun eğmeyeceğiz, teslim olmayacağız, hiçbir odaktan, hiçbir çıkar grubundan taviz vermeyeceğiz. Tekrar söylüyorum: Millet bizimdir, Türkiye hepimizindir. Ayrım yapmadan, ayırmadan, “Tüm kalbimizle, ruhumuzla Türkiye için çalışacağız. Herkes için, herkes için birlik gücüyle belediyeye ulaşacağız. Birlik olacağız, diri olacağız, olacağız.” Büyük olacağız, dürüst olacağız, duruşumuzla göz dolduracağız.”

CHP’ye tepki gösteren Bahçeli, “DEM’li CHP’nin kime hizmet ettiğini, kimin emellerine hizmet ettiğini, yönetimindeki belediyelerdeki rüşvet çarklarının nereye kadar uzandığını, yolsuzluk ve dolandırıcılık olaylarının nasıl volkanın ağzı gibi patladığını” söyledi. sadece herkesin bildiği ve gördüğü skandallar.” İstanbul Büyükçekmece Belediyesi’nde yaşanan şüpheler ve bu belediyenin CHP’li yöneticilerinin basın mensuplarına ve yaşlı bir kadına yönelik utanç verici ve vahşi güç gösterisi elbette her vicdanlı insan tarafından kınanmıştır. “Bu tuhaf ve köhne zihniyet milletle millet arasına duvar örmüştür. Onların demokrasisi köprüyü geçene kadar sürer. Onların popülizmi ve insan sevgisi bir kelebeğin ömrü kadardır.”

“Türkiye’de Dersim diye bir yer yoktur, var olan tek şey bronzun yiğit halkının yaşadığı Tunceli’dir.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Tunceli yerine Dersim demesini tercih etmesine tepki gösteren Bahçeli, şunları söyledi:

“İyi bir insan olmayan CHP’nin genel başkanına şunu hatırlatmak isterim ki, Türkiye’de Dersim diye bir yer yoktur, var olan tek şey yiğitlerin yaşadığı Tunceli’dir. Bu bizim vatani görevimizdir. İstanbul’u CHP ve DEM bölücülerinin kuşatmasından kurtarmak fetih şerefidir.Ankara, İzmir ve diğer belediyeleri CHP’den kurtarmak istiklal şerefidir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e vefa borcudur.DEM olan CHP Ankara’da dökülüp Kandil’e dökülecek, yerel yönetimlere de özlemle beklenen huzur gelecek.”CHP DEM’le gidecek, milli birlik ve kardeşlik güçlenecek. DEM’le CHP gidecek, Türk ve Türk Yüzyılı gerçek olacak.”

31 Mart seçimlerini tarihi önemde gördüklerini vurgulayan Bahçeli, “31 Mart, 14 Mart ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinin tamamlayıcı üçüncü halkası, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yerele tam anlamıyla eklemlenmesini ve kökleşmesini sağlama fırsatıdır. CHP’de çatlak sesler, çarpık hedefler, çamur hesapları.” “İç karışıklıklar ve yüksek gerilim en üst düzeydedir. Kendi içinde huzur ve düzeni sağlayamamış bir partiye, davul ve tokmak ayrı kişilerin elinde olduğu bir siyasi beceriksizliğe, güvenilmez ve saygı duyulmaz, yerele güvenilmez. Hükümetlere sorumluluk verilemez” dedi.

“İstanbul ölüme varacak, Ankara altı okla değil Altın Okla mühürlenecek ve İzmir’de Dağın sıcaklığı eriyip Tunç’u saçacak”

“Milli haklarımızı savunmak için Cumhur İttifakı’nın 31 Mart’ta başarılı olması gerekiyor” diyen Bahçeli, şöyle devam etti: “İstanbul ölüme gidecek, Ankara altı okla değil Altın Okla mühürlenecek, İzmir’de ise sıcağı sıcağına. Dağ, Tunç’u eritip saçacak. Cumhur 31 Mart’ta milli haklarımızı savunmak için Cumhur İttifakı başarılı olmalı. 31 Mart’ta Türkiye’ye karşı yürütülen beşinci kol faaliyetlerini kırmak için Cumhur İttifakı başarılı olmalı. Siyaset ve diplomasi denklemlerinin Türkiye olmadan kurulamayacağının yanı sıra bölgesel ve küresel anlamda da kurulamayacağını gösteriyor.” Oyun kurucu statümüzü devam ettirebilmemiz için başarılı olması gerekiyor. Devletimizin bekası, milletimizin refahı, vatanımızın refahı için Cumhur İttifakı vardır, hazırdır ve mutlaka başaracaktır” dedi.

Bahçeli, MHP’nin hiçbir kara propagandaya tolerans göstermeyeceğini de sözlerine ekledi.

“Sosyal medya belediyeciliğinin sonu geldi. Yalan ve iftiranın sonu geldi.”

MHP’nin yüksek bir sorumluluk duygusuyla, kararlı ve inançlı gönül insanlarının desteğiyle, teşkilatların her kademesindeki meslektaşlarının titiz çalışmaları ve üyelerinin yoğun gayretleriyle MHP’nin üzerine düşeni sonuna kadar yapacağını vurgulayan Prof. 31 Mart’a ülkenin her köşesinde hazırlanacaklarını belirten Bahçeli, “Sonunda seçimlere hazırlık amacıyla planladığımız ilk açık hava toplantımızı 31 Mart temasıyla gerçekleştirmeye karar verdik. Misak-ı Milli’nin ilanının 104’üncü yıl dönümünde yani 28 Ocak 2024 Pazar günü ve ardından 4 Şubat 2024 Pazar günü Mersin’de ‘Millet Bizim, Türkiye Hepimiz’. Manisa Açık Hava Toplantımızı Manisa’da gerçekleştireceğimizi özellikle aziz milletimizle ve bu şehirlerde yaşayan değerli hemşehrilerimizle paylaşmak isterim. Milliyetçi Hareket Partisi kolları sıvamış ve Bismillah diyerek yola çıkmıştır. Tabi ki çaba sarf edilmektedir. takdir ve teveccüh bizden, aziz milletimizdendir. Seferin adımı bizden, zaferin bereketi Cenab-ı Hakk’tandır. Sosyal medya belediyeciliğinin sonu geldi. Yalan ve iftiranın sonu geldi. Kaybolan, boşa harcanan, israf edilen yılların sonu yaklaşıyor. “Sadece şehrini misyon sanmakla kalmayıp, ikinci işe de girenler, hatta başkan yardımcısının vaadiyle kandırılıp şehrini terk edip kaçanlar bile 31 Mart 2024’te mutlaka hesap vereceklerdir.” dedi.

Bahçeli, bölgesel krizlerin sürekli tırmandığı, çatışmaların kışkırtıldığı, risk ve tehditlerle dolu bir dönemden geçtiğimize de dikkat çekti. İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamların aralıksız devam ettiğini belirten Bahçeli, “İnsani felaketler yıkıcı boyutlara ulaştı. Terör devletinin kanlı saldırılarıyla çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 25 bine yakın masum insan hayattan koparıldı. Gazze Şeridi yakıldı, yıkıldı ve harabeye çevrildi.” Birleşmiş Milletler, Gazze’de yaşayan 378 bin kişinin felaket durumda olduğunu açıkladı. Birleşmiş Milletler’e göre 2,3 milyon nüfuslu Gazze’de 1,9 milyon kişinin evlerinden olduğu iddia edildi. Ayrıca Batılı ülkeler de İsrail’e saldırdı. Almanya’nın İsrail’e silah satışını 10 kat artırmasının ve ABD’nin gözleri, kalbi ve vicdanları kapalı askeri, siyasi ve ekonomik destek yağdırmasının soykırım suçuna açık katılımdan başka bir şey olmadığının altını çizmek isterim. Zalimler, mazlumların kanını nehirlere akıtıyorlar. İsrail-Filistin çatışmasının yumuşatılması ve kalıcı ateşkes ve barış ortamının tesis edilmesinin ilk kuralı, iki devletli çözümün işlevsel ve işlevsel hale gelmesidir. Medyada yer aldığı kadarıyla ABD Başkanı Biden ile Netanyahu arasındaki telefon görüşmesinde iki devletli çözümün görüşüldüğü ve İsrail Başbakanı’nın konuya olumlu yaklaşmaya başladığı iddia ediliyor. Gazze’de derhal ateşkes sağlanmalı, barış görüşmeleri için masa kurulmalı ve 1967 sonu esas alınarak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devleti kabul edilmelidir. Ciddi insan hakları ihlalleri durdurulmalıdır. . Bebekleri, çocukları ve kadınları öldüren barbarların yakalarından tutulmalı, burunlarından fitiller üflenmelidir. Dileğimiz, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bugün yapacağı Filistin toplantısının bağlayıcı, uzlaştırıcı ve barışa hizmet eden bir kararla sonuçlanmasıdır.” dedi.

Gazze’deki insani felaketin tüm hızıyla devam ettiğini, Yemen’in tedirgin ve sancılı olduğunu, Çin-Tayvan ilişkilerinin gergin olduğunu, Rusya-Ukrayna krizinin canlı ve dirençli olduğunu belirten Bahçeli, “Buna yol açacak bir silahlı çatışma var” dedi. Irak, İran ve Pakistan arasında çok ciddi gelişmelere yol açıyor.” Siyasi kutuplaşma var. Temennimiz dost ve kardeş ülkeler arasında sakin ve iyi ilişkilerin hakim olması, bölgesel savaşa dönüşebilecek provokasyonların önlenmesidir. İran’ın Irak’ta belirli amaçlara yönelik saldırıları, 16 Ocak’ta İran’ın Pakistan’a, Pakistan’ın da Pakistan’a saldırmasıyla sonuçlandı. 18 Ocak’ta İran’a yönelik füze saldırıları hiçbir şekilde hukuki kabul edilemez ve bu hesaplaşmanın tek kazananı emperyalist unsurlar olacaktır. Her sorun barışçıl yöntemlerle, karşılıklı dostluk ve kardeşlik anlayışıyla, egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı kriterleri çerçevesinde aşılacaktır. Etrafımızdaki üzücü olaylar vasat sayılacak. Baktığımızda ülkemizin kuşatma altında olduğunu göreceğiz, tarih sayfalarını dikkatlice incelediğimizde ise bu gibi güçlü dönemlerin sıklıkla yaşandığına şahit olacağız. Millet olarak yüzyıllardır süren küresel bir komplonun, bizi dışarıdan kuşatmayı, içeriden yok etmeyi amaçlayan saldırgan bir saldırının hedefiyiz. Kuşatma, engelleme ve korkutma politikaları tarih boyunca hiç durmadı. Türk milletinin varlığından korkan sömürgeci güçler, her zaman farklı araç ve kanallardan bize saldırdılar. Amaç, Türk milletinin hakimiyetini kırmak, gücünü dağıtmak, idaresi altındaki coğrafyalardan uzaklaştırmak üzerine inşa edildi. Bu nedenle küresel mevziler güçlendirildi ve kalabalıklaştırıldı. “Bazen iç hassasiyetleri sıyırarak, bazen etnik ve mezhepsel çatışmaları şiddetlendirerek, bazen hainler görevlendirerek, bazen de savaşlarla sonuç almak istediler.”

Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme ve yıkılma evrelerinin günümüzün acı durumunu anlatan sayısız örneklerle dolu olduğunu hatırlatan Bahçeli, “İmparatorluğumuz denizlerde ve okyanuslarda ilk kuşatmaya maruz kaldı. Burnu’ndan giden Batılı sömürgeciler Hint Okyanusu’na İyi Umut, bölgemizi daraltmak için her şeyi yaptı.” Her yolu ve şiddeti denediler. İkinci kuşatma Kuzey Afrika üzerinden yapıldı ve maalesef buralar kontrolümüzden alındı. Üçüncü kuşatma ise Ortadoğu ve Arap Yarımadası üzerinde gerçekleşti ve yüzyıllardır bizim bir parçamız ve ayrılmaz bütünümüz olan topraklar birer birer kaybedildi. Mekke’den Medine’ye, Sana’dan Kudüs’e, Trablus’tan Bingazi’ye kadar her yer sabun gibi elimizden kayıp gitti. Dördüncü kuşatma Balkan coğrafyasında gerçekleştirildi ve ne yazık ki vatan yaptığımız bu topraklardan anılarımızı bırakarak çekilmek zorunda kaldık. Gerçekten Fatih’in evladının acısı hâlâ bitmedi, hasret ateşi hâlâ sönmedi. Üsküp’ten Priştine’ye, Selanik’ten Belgrad’a, Sofya’dan Budapeşte’ye, Gümülcine’den Kavala’ya, Bosna’dan Adriyatik’e kadar çalınan türkülerimiz. Söylenen şiirlerimizin, zafer şölenlerimizin yerini ölüm sessizliği aldı. Beşinci kuşatmada; Kıbrıs, adalar ve Kafkaslar üzerinden inşa edilmiştir. Türk milleti, kaybederek, kaybederek Türkiye Cumhuriyeti’ni buldu ve istemeyerek de olsa sınırlarını çizdi. Bu sınırlar geçerliliğini yitirmeyecek olan Misak-ı Milli ile belirlenmiş ve belgelenmiştir. Misak-ı Milli’nin malının millet olduğu ve milletin sonuna kadar Türk olduğu bilinmelidir. Bu kuşatmaların daha acımasız, daha vahşi ve daha rezil olanı bugün içimizdeki işbirlikçiler tarafından gerçekleştiriliyor. Bu sefer hedef son vatanımızdır. Bu sefer amaç kardeşliğimizdir. Bu sefer amaç milli birlik ve bekamızdır. Bu sefer amaç yüce milletimizin varlığıdır. Bilinen şer ittifakının üniter yapımıza karşı dönmesinin gerçek sebebini burada aramak gerekiyor. İhanet övgüleri, milli değerlere yönelik saldırılar aşina olduğumuz bir hedefe yöneliktir. “O da devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok etmektir, yok etmektir” dedi.

Bahçeli, “Türklüğü etnik bir alt kümeye indirgemeye çalışan, milli unsur ve vakıflara düşmanlık besleyen iç ve dış ihanet cephesinin aktif olduğunu bilmeyen yoktur” diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk milletini önce birbiriyle savaştırıp sonra da dağınık parçalarını yutmaya çalışan küresel düşmanlık muhalefet tarafından kayıt altına alınıyor ve artık yeni hedefi 31 Mart. Manda sahiplerini ve hainleri uyarıyorum. Sömürgeci efendilerinin nasihat ve telkinleriyle, izlediğiniz yol ile bölgemizdeki istikrarsızlığı ülkemize ithal etmeye çalışıyorlar. Bu ülkeyi, bu milleti, bu devleti canımız pahasına savunamazsak, sessiz kalırsak ve Kötü oyunlarınıza karşı seyirciler, yastığımız mezar taşı, yorganımız kan olsun, duruşumuzdan taviz verirsek şerefimiz olsun. İhanetin cezasız kalması. “Demokrasi ve özgürlük çağrısında bulunanların niyeti, Ulusal kırmızı çizgilerin aşındırıldığı açıktır. Bu alçakların amacı devlet ile millet arasında güvensizlik yaratmak, kaosa davetiye çıkarmaktır. Hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’ni bölücülük tuzağına düşürmeye gücü yetmez.”

“Muhalefet var gücüyle milli ve manevi değere sahip tüm kararlarımıza hançer sallıyor.”

“DEM’li CHP, Türk milletine meydan okuyor” diyen Bahçeli, şöyle devam etti: “Muhalefet, milli ve manevi değere sahip tüm kararlarımıza hançer sallıyor. Bugünkü kuşatma kırılamazsa bölgesel krizlerin yeni uygulama alanı olacaktır. Anadolu coğrafyası olacak. O yüzden 31 Mart seçimleri istikrar getirecek.” “Kaos ve kaosun, vefa ve ihanetin, şehitler ve katillerin, gazilerin ve gafletin, düşmanlık ve muhabbetin, hizmet aşkı ve hüsran arayışının, millet ve zilletin, vatan ve onu satanlar ortasında yapılacaktır. Kazanan Türkiye olacaktır, kazanan Türk milletidir.”

18 Ocak’ı 19 Ocak’a bağlayan gece yarısı saat 00.49’da, Türk milletinin bağrından doğan bir vatan evladını, milletimizin uzay görevini temsil eden, geçmişle geleceği buluşturan yüzler sürüsüyle uzaya uğurladıklarını hatırlatan. , tarihin farklı dönemlerinde yaşayan Müslüman Türk astronomi dehalarının hayalini gerçekleştirdi. Bahçeli, “Geçmişin görkemli dönemlerinin yeniden canlanmaya başlamasının şüphesiz mutluluğunu yaşıyoruz. Aralarında Mersin Silifke doğumlu Albay Alper Gezeravcı kardeşimizin de bulunduğu 4 astronotu taşıyan kapsül, geçen cumartesi günü bir yolculuğun ardından Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetlendi. Yaklaşık 36 saat süren bu gelişme, Türkiye ve Türk milleti için önemlidir. Bizim için tarihi değer ve önem taşımaktadır. Geleceğin göklerde olduğu doğrulandı. Bir gün Türk çocukları uzayda çok daha büyük keşifler yapacak. Bu benim umudum ve duamdır. Türk milleti artık uzayda, ben de buradayım” dedi. 14 gün uzayda kalacak olan Alper Gezeravcı kardeşimize çalışmalarında teşekkür ediyoruz. Kendisine başarılar diliyor, sağ salim dönmesini diliyorum. ” Bu süreçte en büyük desteği veren başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere emeği geçen herkese en kalbi şükranlarımı ve tebriklerimi sunuyorum” dedi.

Geçtiğimiz cuma günü Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde yaşanan olayla ilgili konuşan Bahçeli, “Planlı, subjektif, tek taraflı ve sistematik olarak büyütülen, asıl bağlamından saptırılan, birçok çevrede tartışılan ve esasen mizacını ve mizacını ortaya koyan bir olaydır. Konuya müdahil olanların mizaçları.Kaymakamımız Cuma günü Kuba Camisi’ne namazını kılmak için gitti ve cemaat safına girdi.İmam Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı hutbeyi okurken İşler, şehitlerimize rahmet içeren kısmı atladı.Daha önce internet üzerinden hutbe okuyan bilinçli Kulp Kaymakamımız şehitlerimize teşekkür etti.Rahmet kısmının okunmadığını fark edince imamı doğru bir şekilde uyardı. Namazdan hemen sonra Kaymakamımız bu imama söz konusu kısmı neden okumadığını sorduğunda ‘Baskı yapılıyordu o yüzden okumadım’ cevabını verdi ve bunun üzerine ‘Sen devletin imamısın, bana kim baskı yapabilir? ‘Yapabilir’ dedi. Kullardan korkan, Allah’tan korkmaz ve korkamaz. Baskı ve dayatma altındaki şehitler için rahmet dilememek, sonra da ‘Kaymakam şiddet uyguladı’ bahanesiyle küçücük bir sıyrık için darp raporu almak Müslüman tavrı değildir. Müslüman yalan söylemez, Müslüman iftira etmez, Müslüman kin yaymaz, Müslüman hiçbir zaman bir Allah’tan diğerine eğilmez. Şehitlerimizin tarifi Kur’an-ı Kerim’de, konakları cennette, yerleri ise Müslüman Türk milletinin gönüllerindedir. “Kulp Kaymakamımız Burak Akeller’in temiz alnından öpüyor, onu yetiştiren annesi ve babasına şükranlarımı sunuyor, Müslüman Türk duruşundan dolayı kendisini tebrik ediyor, başarılar diliyorum” dedi.

Bahçeli, konuyla ilgili hassasiyet gösteren İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya da teşekkür etti.

Bahçeli, “Kaymakamın haklı ve onurlu tutumuna destek veren herkesten Allah razı olsun” dedi. “Bu acı olayı fırsat bilip Kaymakamımıza saldırı, suçlama, hakaret eden, bu bağlamda kalemlerini kullanan, kinlerini sosyal medya üzerinden kusanları biliyoruz, onların sefil hırslarını biliyoruz ama biz de yapacağız” dedi. Hiçbirini yalnız bırakmayın.” Ayrıca bunu rehin alınanların akıllarına ve kalplerine yerleştirmelerini de tavsiye ediyoruz. Cumhur İttifakına düşman olanlar bu vesileyle saklandıkları yerden fırladılar. FETÖ’nün kundağına takılan, Maklube masalarında kaşık sallayan alçaklar birer birer ortaya çıktı. DEVA’lılar, Serokistler, terör örgütü destekçileri, bölücüler. Müftüler, bayraksızlar, FETÖ’cüler, kriptocular, devlete, millete kin besleyen korkaklar hızla teslim oldular. Sorun sadece kaymakam ile imam arasında yaşanan nahoş bir olay değil. Pusuya yatıp ellerini ovuşturanların, milli birlik ve kardeşliğimizi yok etmeyi amaçlayanların provokasyonları kararlılığımıza yol açmıştır. “Doğru şekilde açıkladı” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na tepki gösteren Bahçeli, “Size Serok Ahmet, imamın dövüldüğü ve takip edildiği yalanını yaymanız, Kaymakamımızı ön yargılarının kölesi olarak suçlamanız, şahsınıza ve zihniyetinize göre ikiyüzlülüğün bir göstergesidir, tövbe etmenizi dileriz.19 Ocak 2024 Cuma günü camilere gönderilen mesaj, hutbenin okunmayan kısmını burada paylaşıyor ve anıyorum. aziz şehitlerimiz saygı ve rahmetle.Şehitlerini tanımayanların dinini ve milletini de tanıyamayacaklarını kararlılıkla belirtiyorum.O hutbenin okunmayan kısmı şöyleydi:’Görevimiz asla taviz vermemektir. Birlik, beraberlik ve kardeşlik.Din,Kuran,vatanımız ve ezan gibi mukaddes değerlerimiz etrafında birleşmektir.Şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettiği yüce değerleri yaşamak ve yaşatmaktır. Geçtiğimiz hafta vatan evlatlarımız hain terör saldırısı sonucu şehadet noktasına ulaştı. Rabbimizin rahmetinin şehitlerimizin üzerine olduğuna inanıyoruz. Kendilerine vaat edilen cennet nimetleriyle sevinirler. Şehitlerimizi, gazilerimizi yetiştiren anne babalarımız bizim şanımızın tacıdır. Onların eşleri ve çocukları bizim en kıymetli emanetimizdir. Allah’ın yardımının müminlerin yanında olduğunu ve zaferin müminlerin olduğunu biliyoruz. “Vatanımıza göz diken, milletimize ve Muhammed ümmetine düşmanlık besleyen, Filistin’de bebek, kadın, yaşlı dahil masum insanları katleden işgalci zalimler ise mutlaka kaybedeceklerdir.”

Bahçeli, 32 yıl önce aşırı Hindu çeteleri tarafından yıkılan Babür İmparatorluğu’na ait 1528 Babri Camisi’nin yerine inşa edilen Rama Tapınağı’nın dün törenle açılışından üzüntü duyduğunu belirterek, altında bir tapınak bulunduğunu öne sürdü. Hindistan yönetimini kınadı.

Bahçeli, emekli maaşlarının iyileştirilmesini desteklerken emeklilerin daha fazlasını hak ettiğine de yürekten inandığını sözlerine ekledi. – ANKARA

maden-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu